Tekstil ve Hazır Giyim endüstrisinde mevcut sistem; sürekli üretimi, yeni müşteri ihtiyaçlarını ve yeni ürünleri amaçlayan moda akımlarının hızlı döngüsüne dayanır. Ürünlerin ömürleri kısalmakta ve şirketler ürünlerinin daha yüksek bir hızda değiştirilmesini istemektedirler (Niinimäki and Hassi, 2011:1878). Düşük fiyatlar ise tüketicide daha fazla satın alma alışkanlığı oluşturmuştur. Ana cadde mağazaları sonbahar/kış, ilkbahar/yaz yılda 2 ürün stoku yaparken artık hemen her hafta ürünler değişmektedir. Geçmiş dönemlerde müşteriye yılda 2 sezon yeni ürün sunulurken şimdi neredeyse hafta da bir yeni ürün sunulmaktadır. Hızlı moda, podyumda görülen son moda ürünleri 6 hafta sonra birden fazla alınabilecek kadar uygun fiyatlarla sunmaktadır(URL 3, 2017). Moda, temelde sürekli olarak ve hızlı değişen eğilimlerle ilgiliyken sürdürülebilirlik “uzun sürmek” anlamına gelmektedir. Sürdürülebilir moda ilgi çekici olmayı, modaya bağlı kalmayı, tüketim çılgınlığını reddetmektedir(Gürcüm ve Yüksel,2012:50). Moda ve sürdürülebilirlik birbiriyle çelişen olgular olarak karışımıza çıkmaktadır. Moda; hızlı ve sürekli olarak tüketimi amaçlarken sürdürülebilirlik ürün ömrünün daha uzun olmasını ve daha yavaş bir döngüyü savunmaktadır.
Ancak tüm bunlar karşısında özellikle son dönemlerde tekstil ve hazır giyim sektöründe çevresel sürdürülebilirlik konuları önem kazanmaktadır. Birincil uygulamalar, zararlı kimyasalların çevre dostu maddelerle değiştirilmesi ve giyim eşyalarının geri dönüştürülmesiyle atık ve kaynak tüketiminin azaltılmasını içerir(Jung and Jin, 2014: 510). 1990’lar da sürdürülebilirlik, doğal ve geri dönüştürülmüş liflerin trend tahminlerinde, endüstri ile ilgili yayınlar ve fuar şovlarında vurgulanmıştır. Ancak 2000’lerden itibaren organik ürünler, adil ticaret ve yenilenebilir elyaflar yeniliklere temel olmuş ve birçok firman, koleksiyonlarını alternatif materyaller kullanarak oluşturmuştur. Son yıllarda Paris, Londra ve New York’ta ekolojik madde ve tekstille ilgili büyük bir ilgi oluşmaya başlamıştır. Tasarımcılar, üreticiler ve tüketiciler artık tekstilin evrimi ve çevreye etkileri hakkında alınabilecek önlemler ile yaratıcı çözümler üzerine bilgi edinmeyi ister durumda görünmektedirler(Türkmen, 2009: 69). Sürdürülebilir moda Black’e göre; dayanım ve klasik tasarım yoluyla ürün ömrünü artırmak, suni ve sentetik lif kullanımını tamamen bırakmak ya da çok düşük seviyelere çekmek, geri dönüşümlü ve doğada çözünebilir materyaller kullanmak, yeni tasarım ve üretim süreçleri ortaya koymak daha az ama daha akıllı giysiler tasarlamak, sürdürülebilir tarımı teşvik etmek ve moda endüstrisinin etiklerine hitap etmek gibi konuları kapsamaktadır(Aktaran: Gürcüm ve ark..2012:50). Sürdürülebilir moda da amaç, süresiz olarak devam ettirilebilir sistemler oluşturmak ve çevrecilik ile sosyal sorumluluk ilkelerine uygun hareket etmektir.
Sürdürülebilir moda aynı zamanda sürdürülebilir tasarım kavramının bir alt kümesi olarak da konumlandırılabilir. Sürdürülebilir modanın avantajları aşağıdaki gibi sıralanabilir: – Çevre ve sosyal performansların iyileştirilmesi markanın popülaritesini arttıracaktır. – Şirketlerin sosyal ve çevre projelerine katılması tüketicilerle olan bağın güçlenmesine neden olacaktır. – Üretim zincirinde teknolojinin kullanılması firmaların maliyetlerini azaltacaktır. – Hali hazırda birçok çevre markasının olması firmaların çevre performanslarını arttıracaktır (Aktaran: Mangır, 2016: 148). Tekstil/Moda ürünlerinde sürdürülebilirlik için “Yaşam döngüsü” konusu son yıllarda giderek önem kazanmıştır. Bir eylemin tüm çevresel boyutlarını; hammaddenin doğadan eldesinden, tüm atıklar tekrar doğaya dönene kadar değerlendiren sisteme yaşam döngüsü denir. Bu değerlendirme, ürünün işlenmesinde olduğu kadar enerji dâhil olmak üzere hammaddenin Akademia Sosyal Bilimler Dergisi, 2017, 3(1), 110-119. Academia Journal of Social Sciences, 2017, 3(1), 110-119. 116 üretilmesi, kullanılması ve sonunda imha edilmesi sırasında havaya, suya ve toprağa olan tüm etkilerini içermektedir(Balpetek ve ark., 2012).
Ürün yaşam döngüsü çok faktörlü bir süreci kapsar. Sadece üretim aşaması açısından ele alınırsa, Levi’s yaşam döngü analizi verilerine göre bir adet jean, üretimi boyunca 33.2 kg. karbon dioksit salınımına neden olmakta, 3480 lt. su ve 400.1 megajul enerji tüketmektedir. Bu miktarlar, bir araba ile 78 mil yol almaya, 53 kez duş almaya ve 318 saat boyunca plazma ekranlı televizyon izlemeye eşdeğerdir(Türkmen, 2009: 70).Örneğin, 1kg pamuk (ortalama 5 T-shirt yapmak için yeterli miktar) üretebilmek için en az 8000 litre su kullanılmalıdır. Buna karşılık 1kg polyester üretimi için ise, çok az veya hiç su kullanımı gerekmemektedir. Ancak polyester üretimi için aynı miktardaki pamuğun üretimine göre iki kat fazla enerji harcanması gerekir. Bu durumda daha fazla su mu, yoksa enerji mi harcanmasının daha doğru bir karar olacağı konusu tartışılmalıdır. Her ikisinin de etki alanları ve sınırları farklılık gösterir. Aynı zamanda su ve enerji kaynaklarının farklı toplumlardaki öncelikleri de değişkenlik gösterir(Türkmen, 2009: 80). Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi 4 aşamadan oluşmaktadır (Balpetek, 2012: 41): – Hedef ve kapsam tanımı – Envanter değerlendirmesi – Etki değerlendirmesi – Yorumlama Aşağıdaki Şekil 2’te bir tişört üretimi yaşam döngüsü değerlendirmesi kapsamında kabaca ele alındığında; hammadde eldesi, hammaddenin işlenip önce iplik sonra kumaş haline getirilmesi bu sırada terbiye işlemlerinden geçirilmesi ardından kesim ve dikimden oluşan imalat, paketleme, nakliye, kullanım ve kullanım ömrü bittiğinde atık-geri dönüşüm-tekrar kullanım olanakları ile yaşam döngüsünü tamamlayacağı görülmektedir(Balpetek, 2012: 45)
Bir Tişörtün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi
Sürdürülebilir moda yaklaşımının gerçekleştirilebilmesi önündeki en büyük engel “hızlı moda” yaklaşımıdır. Bu kavram 1980 yılında ABD’de ortaya çıkmıştır. 21. yy’ın başında tüm dünyaya yayılmıştır. Bu tip modeli kullanan firmalar Zara, Benetton, GAP ve H&M’dir gibi firmalardır. Bu tip bir iş modeli düşük fiyatta kısa sürede kitle üretimi ile ticaret yapma için oluşturulmuştur. Hızlı moda haftada bir yeni ürünlerin ortaya konmasına dayanmaktadır. Hızlı moda üretimi ürünün geçerli ömür süresini kısaltmakta ve geleneksel üretime göre daha fazla çevreye zarar vermektedir. Her yıl hazır giyim endüstrisi 2 milyon ton atık ve 2.1 milyon ton karbon dioksit ve 70 milyon ton su harcamaktadır
Sektörün hızlı moda üretim süreciyle devam edebilmesi sürdürülebilirlik açısından ciddi tehlikeler oluşturmaktadır. Bunun yerine yavaş moda felsefesi sürdürülebilir bir üretim ve tasarım imkânı sunmaktadır. Bu Akademia Sosyal Bilimler Dergisi, 2017, 3(1), 110-119. Academia Journal of Social Sciences, 2017, 3(1), 110-119. 117 yaklaşımda tasarlanan koleksiyonlarda en kaliteli kumaşlarla en sade formlarda üretilen giysiler, geleneksel dokuma, nakış veya el işçiliğine ait bilgi ve hünerlerin kullanıldığı örneklerdir.